Mısırlılar, milattan dört bin yıl kadar önce zamanı ölçmenin yolları ararken, güneşin her gün tekrarlayan hareketlerini kullanmayı denediler ve bunun neticesi olarak güneş saatini icat ettiler. Saatin en önemli eksiği, güneş battıktan sonra çalışmamasıydı!
Su saatinin temel prensibi, suyun düzenli bir şekilde bir kaba veya bir kaptan dışarı akması üzerine kuruludur. Güneş saatinden sonra, muhtemelen MÖ 16. yüzyılda yine Mısırlılar veya Babilliler tarafından kullanılmaya başlandığı kabul edilir. Çok daha eski zamanlarda Çin’de kullanıldığı da iddia edilir.
Kum saatini hepimiz biliriz: İki tarafı geniş, ortası dar bir cam fanusun içindeki kumun, bir taraftan diğer tarafa geçtiği bir mekanizmadır. Ölçtüğü süre sabittir; bu nedenle zamanı ölçme konusuna tam olarak hakim olduğu söylenemez. Ancak bugün dahi kullanımda olması, işe yaradığının da göstergesi sayılmalıdır.. İlk kum saatinin kimler tarafından ne zaman kullanıldığı tartışmalı bir konudur. Avrupa’da 8. yüzyılda kullanılmaya başlandığı bilinmektedir.
Tarihte ilk kurmalı saat, 1524 yılında Almanya4da yapıldı. Çok geçmeden mekanik saatler üretilmeye başlandı. Ancak neredeyse iki yüzyıl boyunca, bu saatler daha çok aksesuar gibi görüldü ve kullanıldı. Zaten çok dakik oldukları da söylenemezdi.
1700’lerde saat teknolojisinde bir devrim niteliğinde olan sarkaçlı saatler üretilmeye başlandı. Sarkaçlı saatler günde sadece 1 saniye şaşıyordu. Bu bir mucizeydi o zamanlar için.
İnsanlar uzun yüzyıllar boyunca sürekli çalışmasını sağlamak için saatlerini kurmak zorunda kalmışlardı. İnsanoğlunu bu yükten kurtaran yenilik, 1950’lerde gerçekleşti: İlk pilli saat üretildi. Artık pil bitene kadar saatler kurmaya gerek kalmadan tıkır tıkır çalışıyordu.
Ve saat teknolojisinde son devrim, 1980’lerde, elektronik saatlerin hayatımıza girmesiyle yaşandı. Böylelikle saat üretim maliyeti çok düştü, herkesin saat sahibi olması kolaylaştı.